Altun: “Serencam 20 yıl, Türkiye üzere hareketli ve büyüme yılı oldu”

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, “Serencam 20 yıl Türkiye amacıyla bütün zorluklarına rağmen ayrımsız büyüme ve akın dönemi oldu” dedi.

Altun, Kahramanmaraş KAFUM Fuar Merkezi’nde ‘Küresel Ipham Çağında İstikrarlaştırıcı Alçak Türkiye’ seminerinde konuştu.

Gençlerle düzenlenen mülakat toplantısında mütekellim Altun, “Zaman sizlerle ‘Global Müphemlik Çağında İstikrarlaştırıcı Sakil Türkiye’ başlığı altında bire bir izan turu gerçekleştireceğiz. Bu başlık, aslında Ev ayında İngilizce olarak yayınlanan kitabımın adı. Kitabın Türkçesinin üstelik zaman önceki yerine bu fuarda okurla buluşması, benim amacıyla heyecan donör bir gelişme. Öncelikle yaşadığımız çağı hastalık ‘küresel belirsizlikler çağı’ adına tanımladığımızın üstünde durmak istiyorum. 1990’larda içtimai bilimler dünyası ‘küreselleşmenin zaferini ilan ettiği’ yaklaşımı üzerinde ilerliyordu. Arsıulusal kurumlar vasıtasıyla toptan dünya düzeninin berkitme edildiği düşünülüyordu. Fakat bu tabiatıyla güdümleyici ve ideolojik tıpkısı göz açısıydı. Hakikaten, hangi savaşlar, çatışmalar serencam buldu” dedi.

Dünyanın rastgele bölgesinde politik belirsizliğin olduğunu dile getiren Fahrettin Altun, “Suriye krizi ve Rusya- Ukrayna savaşını ise genişlik sıcak dengesizlik dalgaları kendisine görebiliriz. Tabii dengesizlik eylemek, vuzuhsuzluk demektir. Değişik yandan, terörizm ve köktencilik kadar düzenlilik sorunları bölgesel sınırları aşarak küresel bir nesep kazandı. Mülteciler, salgın, enerji ve azık krizi, iklim değişikliği gibi meseleler üstelik uluslararası alanda hal bulunamayan belirsizlikler yerine ortaya daha çok. Geldiğimiz noktada somut bir gerçekliğimiz var: Zaman uluslararası alanda ayrımsız varagele hakim durumda. Küresel adaletsizliğin ve eşitsizliğin, dünyanın dört bir birlikte etmen olduğu insani dramlara seçkin devir tanık oluyoruz” diyerek konuştu.

Türkiye’deki çağdaşlaşma sürecinin kusurlu anlaşıldığını ifade eden Altun, şöyle devam etti:

“Esasta cümle bu birey etkili tablonun kökenlerine indiğimizde karşımıza, 19. yüzyıldan bu yana birbirini besleyen, birbirini büyüten tıpkısı uyum çıkıyor. Benzeri tarafta 19. yüzyılda kurulan Batıcı koloni düzeni, başka tarafta Garpçı bağımlılık düzeni. Bizim modernleşme sürecimiz birlikte esasında etraflı yıllar Garpçı bağımlılık düzeninin parçası yerine yürütüldü. Zaten, bizde 200 yıldır süren çağcıllaşma tartışmalarının hakikat adı Batılılaşmadır. Rahmetlik hocam Baykan Sezer, bunu ‘Batıcılaşma’ adına tabir etmişti. Bu tartışmaların Türkiye aydınlık hayatının temel meselelerinden biri olduğu 2000’li yılların başında ben üstelik tüvana bir sosyal bilimci namına bu konular üzerine yoğunlaştım.”

Recep Tayyip Erdoğan’ın başlattığı siyasi hareketin Türkiye’bile çıkış yolu olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun, “Gün Batısı dışı toplumlar üzerinde sömürgeci siyasetin yeryüzü sert biçimleri pratiğe döküldü. Tıpkısı taraftan Mağrip dışı toplumların Batı dünyasına bağımlılığını anne düz benzeri arsıulusal açık oturum kayran düz yazı edildi. Gayrı taraftan Garp dışı dünyanın Mağrip’nın egemenliğini başlarken kabul ettiği aynı global rıza rejimi yaratıldı. Maalesef Türkiye bile on yıllar boyunca böylesi tıpkı tarihî yükün altında ezilmek zorunda kaldı. 2000’lerin başına geldiğimizde bu dara sosyopolitik gerçekliğimizin en fert koygun unsurlarından birine dönüşmüştü. O çağ karşımızdaki yeryüzü güncel ve patetik soru şuydu: Türkiye, haricen yönlendirilen, krizlerle uğraşmaya devam fail benzeri devlet mi olacak? Yoksa biriken sorunlarına strüktürel analizör bularak uluslararası arenada yaşayış ve tez sahibi bir aktör mü olacak? Hangi yazık kim o çağ özlük ad ve namına ati tasavvuru nesir edebilen ayrımsız Türkiye yoktu. O ahit kendisine dayatılan kalkınma, muasırlaşma reçetelerini uygulayarak günü kurtarmaya, ayakta durmaya etkin ayrımsız Türkiye vardı. Krizler sarmalıyla boğuşan Türkiye’birlikte 2002 yılında Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki siyasal hareketin başarı kazanması ise benzeri anlamda depar yolunun bel fişeği oldu” şeklinde konuştu.

Altun, Türkiye’nin akıbet 20 yıldır bütün zorluklara rağmen büyüyen ve gelişen benzeri ülke olduğunu söyleyerek, şunları kaydetti:

“peşi sıra terör örgütleri PKK, DEAŞ ve FETÖ’nün başrolde olduğu rabıta, indifa, terör saldırıları ve darbe girişimleri, Türkiye’nin kuşatılması ve baştan kişi içine kapanması sonucunu doğurabilecek şekilde kurgulandı. Hep bunlar anbean sertleşen savaş ve çatışmalarla, her an mütezayit varagele ve istikrarsızlığın bilgili olduğu benzeri global ortamda yaşandı. Basit üstelik toptan ve lehçe çapta terörizm, ekonomik krizler, müstevli hastalıklar, liyakatsiz devletler ve bağırsak savaşlar serencam 20 yıla hükmetti. Sonuç 20 yıl Türkiye için ise hep zorluklarına rağmen aynı büyüme ve hücum dönemi oldu.” – KAHRAMANMARAŞ

Share: