Günlerce süren mukavim yolculukla aylarca teknolojiden uzak yaşıyorlar

Günlerce süren pek yolculukla aylarca teknolojiden uzak yaşıyorlar

Çoluk, çocuk demeden göçerlerin hayvancılığa adanan dayanabilen yaşamları

DİYARBAKIR – Doğu Anadolu’bile antipatik havaların etkili olmasıyla Güneydoğu Rum bölgelerine vasıl göçerlerin pek 6 ayı başladı. Muş’tan Diyarbakır’a gelip yerleşen Bingöl ailesi, 6 kamer süresince birçok şeyden uzak hayvanlarıyla ilgileniyor.

Türkiye’de, hayvancılığın bildirme koskocaman ayaklarından biri da göçebelikle hayvancılıkla uğraşan aileler var. her bir familya, sahip olduğu yüzlerce küçükbaş sürüyü kısaca herhangi bir 6 ayda bir yer günlerce süren güçlü yolculukla düzlük değiştirerek sıcak bölgelere geçerek besliyor. Bu aileler, teknolojiden, esenlik hizmetlerine, eğitimden toplumsal aktivitelere kadar lüzum kendileri, gerekse çocukları bunlardan uzak, yemeden içmeden hayvanlarına adadıkları benzeri yaşam sürdürüyor.

Bir mahiye mütehammil yolculuktan Muş’tan Diyarbakır’a gelen Mehmetşah Bingöl ve ailesi, 6 kamer süresince çekicilik şartlarının geldiği bölgeden henüz dolgunca olmasından kıran burada hayvanlarına bakacaklar, koruyacaklar. İki ocak yerine gelen Bingöl ailesinin eksiksiz işleri sabah ezanıyla gelişigüzel başlayıp, gecenin ilerleyici ve seçkin iki saatte tıpkısı posta tutmaya kadar devam ediyor. Kadınlar aile işleriyle ilgilenirken, erkekler ise leşker üzere iki saatte bire bir öğün tutup, hayvanların ve evin kül işleriyle ilgilenip, koruyor. Kollar ise, aileden mevrut hayvancılık geleneğini sürdürüp ilkin terbiye gelmek amacıyla birçok şeyden ırak yaşıyor.

“Sabahleyin ezanının okunmasıyla gelişigüzel ayaktayız”

Muş Varto’dan geldiklerini söyleyen Mehmeşah Bingöl, yolcu adına yola çıktıklarını ve yola çıkıp yerleştikleri noktaya büyüklüğünde 1 ay sürdüğünü tabir etti. 4-5 gündür evlerini yerleştikleri yere kurduklarını nâkil Bingöl, “İlkbahara kadar, 4’üncü ayın 25’ine büyüklüğünde buradayız. Sabahleyin ezanının okunmasıyla gelişigüzel ayaktayız. Ondan sonraları kalkıp hayvanların yemini veriyoruz. Yemden sonraları hayvanları otlamaya gönderiyoruz. Maden de çok fazla yoktur amma ahırlar az buçuk kurusun diye niteleyerek” dedi.

“İhtiyaçlarımızı araba elimizde var” diyen Bingöl, “Onunla çarşıya gidip getiriyoruz. Biz, burada iki aileyiz. Değme iki evde 5’er kişiyiz çocuklarla gelişigüzel. Bazıları hayvanların yanına gidiyor, diğerleri birlikte evde kalıyor. Normal sahn bitmeme ediyor. Bizim dedemiz, babamız bu işi yaptı. Deminden birlikte tığ devam ediyoruz. Amma çok pres. Şu zaman eğitime giden bulunmayan. Bizde 2-3 gönül vardı onlarda okulu bıraktı. Çobanlığa başladı, çobanlıkta üstelik temas ne ayrımsız husus bulunmayan” diyerek konuştu.

“Bizde 2 aylık, 3 mahiye süt kuzusu var”

Diyarbakır’bile bulundukları yere kira verdiklerini tamlayan Bingöl, sözlerini şöyle tamamladı:

“Memlekette ise bizim köyümüz var. Burada 6 ay icar veriyoruz. Bazılarıyla köyün büyükleriyle anlaşıyoruz. Bazılarıyla üstelik efsanevi sayısına göre anlaşıyoruz. Çifti 100-150 liradan anlaşıyoruz. Sabık sene 100 lira verdik, bu sene henüz mahsus değil. İki senedir buraya geliyorum. Burada şükür elektriğimiz var. Neşelilik ve su oldu mu maltalık biraz kolaylaşıyor. Göstergeç varsa monitör izliyoruz. Yoksa de mecburen hayvanların nöbetini tutuyoruz. Askeriyedeki üzere bizde dahi iki saatte benzeri, evet de bire bir saatte aynı kat tutuyoruz. Hırsız var, kurt var, hayvanlarımıza ayrımsız şeyler olmasın, gençler pestil oluyor. Bizde 2 aylık, 3 aylık süt kuzusu var. Bunlar hastalanır, gece kalkıp onlar üzere soba kuruyoruz. Durumumuz böyle.”

Share: