Hüseyin Sarrafiye: Sayın Akşener Bizi Gördü, Bu Topluluğu Gördü. Artık Muhterem Genel Başkanların Vereceği Değişmeyen. Sonucu Benim Siyasetimi Etkilemez

FAHRETTİN ÖZTÜRK

Bağımsız Milletvekili Türkiye Partisi (BTP) Umumi Başkanı Hüseyin Ser, ” Cumhuriyet Altını, bize hürriyetimizi getirdi. Milletimizin egemenliğini getirdi. Kula kol etmekten kurtarıp, bizi Allah’a kol edebileceğimiz bir Türkiye’ye iletti. Cumhuriyet Altını böyle bire bir şey” dedi. Başlangıç, Altılı Ganyan Masa’evet dahil edilmesi üzere elan önceki yaptığı çağrıya ilişkin, “Çağrımıza Sayın Meral Akşener hızlıca dönme yaptı. O, yapması gerekeni yaptı. Bizi gördü, bu topluluğu gördü. Bize dedi kim ‘Ben bu talebinizi, teklifinizi masaya taşıyacağım’. Artık muhterem umumi başkanların vereceği karar. Sonucu benim siyasetimi etkilemez” diyerek konuştu.

Hüseyin Esas, bugün partisi yoluyla Bostancı Gösteri Merkezi’nde düzenlenen ‘Cumhuriyet Altını Şöleni’hangi katıldı. Şölende dinletilen Cumhuriyet Altını marşlarına salonu dolduran neşeli de büyük bire bir coşkuyla zevcelik etti. Ahali oyunlarının sergilendiği şölende Hüseyin Esas, sahneye çıkarak ağabey oynadı.

“CUMHURİYET, BİZİ KULA KARAKOL ETMEKTEN KURTARIP ALLAH’A KOL EDEBİLECEĞİMİZ BİR TÜRKİYE’YE İLETTİ”

Hüseyin Baş, konuşmasında şunları söyledi:

“Cemaziyelevvel, Cumhuriyet Altını car edildi, 29 Ekim 1923. Cumhuriyet Altını, dikenli yollardan geçilerek ilan edildi. El eyyam geçirildi ve biz abat şen uyuyup, bayındır abat geziyoruz, rahat şen yaşıyoruz ama bu Cumhuriyet’in ilanı üzere çokça bedeller ödendi. Cumhuriyet, esasında bize hürriyetimizi getirdi, milletimizin egemenliğini getirdi, kula karakol etmekten kurtarıp bizi Cenabıhak’a karakol edebileceğimiz ayrımsız Türkiye’ye iletti.

BİRİNCİ VAZİFEMİZ, TÜRK İSTİKBALİNİ İLELEBET SAHABET VE MÜDAFAA ETMEKTİR: Bugün üstelik Cumhuriyet Altını’in kıymetini bilemeyen insanlara rastlıyoruz. Bizim birinci vazifemiz, Türk istikbalini ilelebet saye ve korumak. Bunun yöre şartı, Cumhuriyet’i siyanet etmektir. Seçkin biriniz kapı kapı gezip, beher çıkmaz, nahiye başını tutup, bütün milletimize Cumhuriyet’in kıymetini anlatacaksınız. Bunun için aynı popülasyon feda etmek gerekiyorsa bu ömrü feda edeceğiz. Niçin? Zira bizden sonrakiler bizim yaşadıklarımızı, atalarımızın yaşadıklarını yaşamasın diyerek. Bizim arz heybetli vazifemiz bu.

CUMHURİYETİ TAÇLANDIRAN UNSUR, TÜRK DEMOKRASİSİDİR: Cumhuriyet’i taçlandıran prensip, Türk demokrasisidir, Türk aydınlığıdır. Cumhuriyet’i, bu demokrasiyle gelişigüzel taçlandırdık. Yoksa baktığınız ahit İran’üstelik da cumhuriyet var, baktığınız zaman Çin’üstelik dahi cumhuriyet altını var. Ben ülkelerin ekonomilerini, ülkelerin toplumsal durumlarını tartışmıyorum. Ama insanlar, sâdır o kim mutlu değil. Eylemek ki bizim üzere Atatürk’ün bize açtığı nöbet, Cumhuriyet Altını ile taçlanan demokrasiyle ortaya çıkıyor. ve bizim özgürlüklerimizi elimizden aldılar. Özgürlükler, bu özgürlükler o büyüklüğünde bulunmaz ki, bu özgürlükler demokrasiyi doğuruyor, bu özgürlükler düşünceyi doğuruyor, bu özgürlükler farklılıkları doğuruyor. Yoksa tığ tıpkı şeyleri düşünmeye zorlanan, özgürlüğü elinden münfail bireyler olsak hiçbir kıymetimiz yok? Yani bizi biz fail, bu insanı bile herif özne yer temel ayırt nedir? Bizim beyin kabiliyetimizdir. Demokrasi ve Cumhuriyet sizlere, bizlere, hep Türk milletine bellek özgürlüğünü getirmiştir.

ÖZGÜR DÜŞÜNCEYE SAHİP OLDUĞUMUZ SÜRECE DEMOKRASİMİZİ YAŞATABİLİRİZ: Biz, düşünebilen varlıklarız. Zımnında biz, özgür düşünceye ehil olduğumuz müddetçe demokrasimizi yaşatabiliriz, Cumhuriyet Altını’imizi müdafaa edebiliriz. ve kabul etmek ayrımsız zamanda hatırlamaktır. Cumhuriyet Altını’e laf fail Ateş Parçası Ünal’ı üstelik ‘İki bekri yasa yaptı’ diyenleri dahi hiçbir ahit unutmayacağız. Seçme zaman hatırlayacağız.

DÜN BİR VİZYON AÇIKLADILAR, İÇİNDE ‘CUMHURİYET’ YOK: Bu insanlar, Cumhuriyet Altını’le küskün insanlar. Henüz cemaziyelevvel tıpkı anlayış açıkladılar, ‘Türkiye yüzyılı’, süresince Cumhuriyet bulunmayan. Cumhuriyet demeye korkuyorlar. Sebep biliyor musunuz? Bakın Osmanlı, ululuk teşkilatı açısından mevrut önceki genişlik teşkilatlanabilen ülkelerden birisidir. Osmanlı’nın teşkilatçılığında benzeri mesele yoktur. Ordusu dinamik aynı ordudur. Ama Osmanlı’yı bugünlere getirip yıkan husus, sizlerin hatır kabiliyetlerinizi ve özgürlüklerinizi baskılaması olmuştur. Illet sizi baskıladılar, niçin bizi baskıladılar sorusunun cevabı nedir, biliyor musunuz? Siz düşünürseniz, siz konuşursanız, siz eskimemiş fikirler ortaya koyarsanız saltanat harcama. Nedeniyle bugün Cumhuriyet Altını’le kavganın sebebi, birilerinin kişi saltanatını siyanet etme çabasıdır. Bunu zinhar unutmayın.

KENDİ SESLERİ SUNU YÜKSEKLERE ÇIKSIN DİYE CUMHURİYET’İNİZE KAST EDERLER: Tıpkı sürü bahaneler sunarlar, ayrımsız derinti sözüm ona eleştiriler yaparlar; içi tıntın eleştiriler, bütünü hikaye. Yegâne sebebi, zat sesleri arz yükseklere çıksın, kendi sözleri bildirme hayat dolu alay olsun diyerek sizin Cumhuriyet’inize kastederler… Vizyonlarına bakıyorsunuz; güreşçi köprüsü yapacaklar, yapı dikecekler, yol açacaklar. Hepsi kepçeli iş. Yeni yüzyılda hem Cumhuriyet’imizin yüzyılında hem 21’inci yüzyılın bugünkü şartlarında arz eşsiz madde ihvan, fikirdir. Bugün bu ülkede ihtiyaç mahsus özdek, fikirdir. Yıpranmamış bire bir bebek açılıyoruz ihvan. Bakın, size yevmi siyaset yapmıyorum. Aynı umumi bakış açısı anlatıyorum. Bu dönemde Türkiye’üstelik hangi yapmamız geçişsiz? dursuz duraksız düşünüm üretmemiz geçişsiz.

MÜCADELEMİZ, İSTİKBALİ GÖKDELENLERDE ARAYANLARLA: Türkiye, bu yüzyılın tamlık transformasyon arifesinde, doğrudur. Sayın Cumhurbaşkanımız bunu çok güzel belirleme etmiş ama hal hatalı. Yazı açmakla, inşaat yapmakla bu işler olmuyor. Tığ ‘İstikbal göklerdedir’ diyen Atatürk’ün bahsettiği, onu yakalayacak nesiliz. ve mücadelemiz, istikbali gökdelenlerde arayanlarla.

GENÇLER, HUZURSUZ KEMIRMEK YEMEK İSTİYOR: Bu gençliğin gençliğini çalmayın. Bu çoluk çocuk, sizden çok bir madde istemiyor. Kızıyla, kadınıyla, erkeğiyle istedikleri yegâne tıpkı madde var; koca gibi yaşayabilmek. Tek bir madde var; düşündüğünü haykırabilmek. Tek bire bir şey istiyor ya bozuk para aşindirmak yemek istiyor. Bu gençler, bu ülkede kafeye gidip benzeri çay, bire bir lezzetli tüketebilmek istiyor. Bu çoluk çocuk, ‘gençliğimiz çalınmasın’ istiyor. Bu gençler, ‘Sokakta destek yemeyelim’ diyor. Bu çoluk çocuk, ‘Baban ne hisse senedi yapıyor’ diye sorulduğunda yanıt veremediği tıpkısı duruma ısınmak istemiyor. Bu gençler, ‘Babam intihar etti’ geçmek istemiyor. Bu çoluk çocuk, insan gibi varagelmek istiyor, apayrı tek madde istemiyor. Siz, bu gençleri gözdağı gördünüz ve ülkeyi başımıza yıkmaya çalıştınız. ve bu çoluk çocuk, bu ülkeyi sizin elinizden alıp, sizin tırnaklarınızı ısıracağınız, kıskanarak bakacağınız yerlere taşıyacak.

GENÇLER, BEN SİZDEN DEĞİLİM, BEN SİZİM: Çoluk Çocuk, ben sizden değilim, ego aracısız sizim. Gencim, dertlerinizi biliyorum, yaşadıklarınızı anlıyorum. ve bunları babalarımız kabil, annelerimiz kabilinden, abilerimizin yaşadıkları kabilinden biz dahi yaşamayalım diyerek uğraş ediyorum. Biz, bu bilinci, bu fikri o babalarımızdan aldık, abilerimizden aldık. Onlar gösterdi bize, onlar öğretti bize. Dediler kim ‘Evladım, biz yaşadık siz yaşamayın, biz çarpışma ettik siz etmeyin, tığ yanıldık siz yanılmayın’. Tığ, bunu bilen insanlarız.

BU ÜLKEYİ ÇOLUK ÇOCUK YÖNETECEK: Mutlak Türkiye Partisi’nin, bunu ilk kez açıklıyorum, 600 pasaj milletvekili var Türkiye’dahi, 600 vekâlet listemizin yüzdelik 20’si, yani 120 kişisi partimizin kontenjanından belirlenecek. O kadar hatırımız olsun. Gerisi, küsurat 480 nazır listemiz, 40 yaşının altında gençlerden oluşacak. Bu ülkeyi çoluk çocuk yönetecek.

KADINLARIN YEGÂNE İSTEDİĞİ ŞEY ÖLDÜRÜLMEMEKTİ: Gençlerin beraberinde tıpkı dahi kadınlarımız var. Kadın nedir? Avrat medeniyettir. Eş, bizim erinç sebebimizdir. Bu eş, evde beni yetiştirebiliyor, çocuğumu yetiştirebiliyor, sizleri yetiştirebiliyor, insan aynı evi çekip çevirebiliyor, bire bir sürü işin ancak altından kalkabiliyor, ama ululuk yönetemiyor, gelişim durumunda çalışamıyor. Kadınımızın sömürüldüğü bir uyum. İş bulamıyor, gelişim. Bulduğu işte bağan maaşla çalıştırılıyor. Herhangi Bir girdiği aha mobbinge maruz kalıyor. Bu kadınların biricik bir isteği vardı; öldürülmemek. Bu kadınlar, bu ülkede elden yaşamak istedik. Otobüse binip evine giderken birisi gelip kafasını kesmesin istedi. Yolda şeb vakti yürürken bire bir anormal çıkıp samuray kılıcıyla kalbini ikiye bölmesin istedi. Ayrıksı ayrımsız molekül istemedi. Süregelmek istedi. ve siz, geçmişi belli olan Doğruluk Bakanı’yla ‘Ayrımsız kıta güvenlik makalesi okumadım’ diyen İçişleri Bakanı’yla bu kadınlara ahbaplık, adalet ve düzenlilik sağlayacağınızı tez ediyorsunuz. Birkaç önce dedim ya nazır listesi, bu ülkeyi gençler yönetecek. Listemiz de fermuar cetvel olacak. Aynı avrat aynı erkek, tıpkı eş bir eş. Bu ülkenin yarısını kadınlar, yarısını erkekler buluşturuyorsa listelerin yarısı kadın, yarısı erkek olacak.

HAVUZUN ALTINDA DELİK VAR, O DELİK ÖZELLEŞTİRMEDİR, PEŞKEŞ ÇEKİLEN FABRİKALARIMIZDIR: Ekonomiyi size haddinden fazla kısa tanım edeyim; aynı havuz problemi. Lise çağına kadar görgülü tümce anlar. Ayrımsız musluğumuz var ve aynı havuzumuz var. Musluğu açtığınızda beş saatte havuzu dolduruyor. Tıpkı bile havuzun altında tıpkı mapus var. Deliği açtığınızda, bire bir saatte havuzu hapis boşaltıyor. Demincek bunlar hem musluğu açıyor hem deliği. Havuz dolmuyor. Bu havuz dolmaz kardeşim, dolmaz. Nedir o hapis? O delik özelleştirmelerdir, peşkeş çekilen fabrikalarımızdır; ranta, menfaate, hep milletin emeğini peşkeş çekmektir. Deminden hangi yapacağız? O deliği bire bir kapatacağız.

PARA, BİZ KAZANALIM DİYE ÇALIŞTIĞIMIZ HUSUS DEĞİL: Bizim Türkiye’birlikte ürem politikasını, maliye politikasını, alacak politikasını, yatırım politikasını, hep politikaları değişmemiz geçişsiz. Fezleke bizim bütün sistemi değişmemiz lazım. Türkiye’nin kurtuluşu, bu kazançlı, bu sömürü sisteminin reddini yapmaktır. Bunu yaparsak güvenli olun çok gücük sürede kurtuluruz. Bunu eskimemiş tıpkısı modelle yaparız. Yeni hep, milli ekonomi modeli. Kullanılmamış herkes dediğimiz bu. Ego, bunu size verileriyle ispat ederim. Dünya buraya gidiyor. Biz, sistemi değişeceğiz. Paraya olan tarifi değiştireceğiz. Mal, biz kazanalım diye niteleyerek çalıştığımız özdek değil. Ben 8 saat çalıştığımda 10 liralık kazanıyorsam sen da 8 saat çalıştığında 10 liralık kazanacaksın.

SİZİN PARANIZ YOK, PARANIZ BAŞKALARININ CEBİNDE: Üretim, üretim, üretim diyoruz. Üretmemiz lazım. Üretimde tıpkısı dava mu var? Bu ülkede üretimle ait sav namevcut. Amma bu ülkede tüketecek herif yok. Sanayici ‘Bunlarda para yok, 10 liraya buna satamayacağıma 20 liraya dar dışına satayım’ diyor. Bu ülkede tüketim yok. Ne? Sizin paranız namevcut. Sizin paranız başkalarının cebinde. Şimdi o parayı almaya geliyoruz.

BU ÜLKEDE TÜMCE HAK İSTİYOR: Cümle türe istiyor bu ülkede. Adil bir Türkiye, adil aynı dünya. ya babacığım, yapın, adil olun. Adaleti kırıcı tığ miyiz? Cümle diyor ki ‘Dünyada savaşlar bitsin’. E bitirin, savaşmayın, bitsin savaş. Sorun ne, bariyer hangi kardeşim, neden yapamıyorsun? Zahir yapacaklarını bilmiyorlar. Bu, apayrı şeylere çalışıyor. Savaşmaya çalışıyor. Bakın, Türkiye’den başlatacağımız tıpkısı rüzgar olacak. Dünyadaki savaşları bitirecek anlayışta buradan çıkacak, ekonomiyi düzeltecek, bütün dünyayı düzeltecek mantalite da buradan çıkacak. Cümle kendini düşünüyor. Amma lafa geldiği ant hikaye beyninde. Eskimemiş Cumhuriyet’in yüzyılı, henüz zaten Cumhuriyet’in yıpranmamış yüzyılı, bilimin olduğu, felsefenin olduğu, aklın olduğu, modelin olduğu ve hep bunları üretecek sizlerin olduğu, insanın olduğu tıpkısı yüzyıl olmalı. Bu yüzyılı dahi tığ hayata geçiririz.

CUMHURBAŞKANI ‘ANAYASAYI DEĞİŞTİRECEĞİZ’ DİYOR. ÇOKÇA DİNLİYOR EVET ANAYASA’YI: Cumhurbaşkanımız, bu yüzyılını anlatırken ‘Anayasayı değişeceğiz’ diyor. Çokça dinliyor evet Esas’yı, çok umurumda ya. Ahbaplık devleti, anayasal düzenin olduğu devlettir. Türkiye’bile ise şu vardır; anayasalı benzeri düzen. Fark şudur; anayasal uyum, bizim sınırlarımızın anlaşılan olduğu düzendir. Anayasalı uyum ise kendi kendine temel çizmiş ama kimsenin onu takmadığı düzendir. Türkiye’deki kapsam bu. Siz Temel’dahi bugüne kadar aynı molekül yaptığınızda bu Esas size bariyer mi oldu? Neyi hayata eylemek istediniz birlikte sizin önünüzde durabilen tıpkı bati oldu? Kanunuesasi’nın zaten az daha bütün maddelerini değiştirdiniz. Senin Temel’dahi bugüne büyüklüğünde değişemediğin elden üç madde var. Acaba onu mu tahavvül etmek istiyorsun? Ego, size bir öneride bulunayım; bu ülkede anayasayı değişmeyelim, anne kasayı değişelim, herhangi bir şeyi çözülsün.

İKTİDARLAR, SINIRLARI OLAN YÖNETİMLERDİR: İktidarlar, anca kafalarına göre gelişim yapamazlar. Demokrasilerde bu hakeza değildir. ‘Biz kuvvet seçildik, bundan sonra sizi hapse atıyoruz.’ Bulunmayan hakeza tıpkı şey. ‘Tığ kudret olduk, artık size ağırbaşlılık yapacağız.’ Böyle tıpkısı madde bulunmayan. Dünyada bunun örneğini bulamazsınız. İktidarlar, sınırları olan yönetimlerdir. Bu sınırları kim belirler; yasalar ve ahali belirler, siz belirlersiniz. Önüne geçersiniz, yapmasına engel olursunuz. Ama Türkiye’üstelik bu işlemiyor. Hangi yapıyorlar? Sizi oyalıyorlar, ondan sonra dönüp sizden düşünce alıyorlar. 20 yıllık iktidarı dört lime tekerin üzerine yüklediler. Şimdi kalktılar, bire bir daha sizden düşünce alacaklar. Kanmayın, kanmayın, kanmayın. Bütün bunlar üzere okuyun. Tarihinizi okuyun, geleceğinizi okuyun.

6’LI MASA İÇİN YALVARMADIM AMA BİZ BU AÇIKLAMAYI YAPTIKTAN SONRALARI BİRİLERİ RAHATSIZ OLDU: Gittiğim her yerde, ‘Bu rüzgarı, bu başarıyı, bu performansı Altılı Masa’ya taşısana. Mugayeret bloğunu güçlendirelim ve hükümeti rahatlıkla değiştirelim’ dediler. Ego bile milletimizin bu talebini çıktım, biliyorsunuz ekranlarda haykırdım, söyledim. ‘Bizi da Altılı Ganyan Masa’evet alın.’ Ha kavisli anlamayın, ego bunun için yalvarmadım. Amma gördüm kim biz bu açıklamayı yaptıktan sonra birileri haddinden fazla erinçsiz oldu. Ilkin gereğini yapan ayrımsız gazetecimiz var. Ahmet Hakan’ın tıpkısı yazısını okudum. Hani Cumhurbaşkanımız dedi evet, ‘Bak, Ahmet Hakan gereğini yapıyor. Abdülkadir Eş, siz de gereğini yapın.’ Lahzada başladılar hoplamaya, zıplamaya.

HİÇ KİMSE BİZİ KARALAYAMAZ: Muhalefetmiş kadar sâdır bazı tipler, bize bed bed iftiralar atmaya başladı. Benim aleyhimde iftira kampanyaları başladı, serencam üç günde. Ben, 2,5 senedir bu partinin umumi başkanıyım. 2,5 sene oldu, iki tane kurultay geçirdim. ve birçoğunuz beni seçtiniz. Ayrımsız şeyler büyümeye başladığında bu kampanyalar başlar. Zaten biliyorsunuz, Mansur Alçak dahi zorla senet imzalatmıştı. Öyle diyorlardı değil mi? Deminden bununla ahlaksızcasına, çirkefçe iftiralara, yalanlara başvuracaklar. Ama Hüseyin Kelle’a, mutlak Türkiye Partisi kadrolarına bagaj oluşturamazsınız, hiç anlamsız uğraşmayın. Rüzgar ne kadar kaba eserse essin, kayadan alıp götürebileceği çabucak tozdur. Başka tek şeyimizi alamazlar. Ego Atatürk’ü gördüğümde içim kıvracık olur. O benim için canını ortaya koymuş, ego onun amacıyla ve onun kurduğu Cumhuriyet Altını için ve sizler, canınızı verirsiniz. Hiç kimse bizi karalayamaz, hiç kimse bizim geleceğimizle oynayamaz. O konuşanlar, o arkamızdan hisse senedi çevirmeye çalışanlar, çabucak şunu söylüyorum; köpek ürür, kervan yürür.

SİYASET YAPARKEN AHLAKLI OLACAKSINIZ: O büyüklüğünde siyasetçi var, çatacak eş bulamadılar. 30 yaşında ego, ben neler yapmışım ya? farklı durun bile Tanrı aşkına, daha kullanılmamış başladık. Politika yaparken ahlaklı olacaksınız. Ahlakınızı siyanet edeceksiniz. Size kortej veriyorum; ego edeceğim. Siz, benimle ilgili abidik gubidik iftiralar ortaya atacaksınız. Ne üzere, saltanatınızı ayakta tutmak için. FETÖ’nün artıkları, FETÖ’nün satın aldıkları geçkin Haydar Hoca ile savaş ettiği gibi, bugün bu kardeşinizle mücadele ediyorlar. Tığ kazanacağız. Tallahi kazanacağız, tallahi kazanacağız. Bugünlere geldiysek, babamızdan aldığımız bayrağı bugünlere taşıyabildiysek sizin sayenizdedir.

SAYIN AKŞENER YAPMASI GEREKENİ YAPTI. ARTIK UMUMI BAŞKANLARIN VERECEĞİ DEĞIŞMEYEN: Bugüne kadar seçme molekül iyiydi, imdi henüz iyi olacak. Çağrımıza Sayın Meral Akşener hızlıca dönem yaptı. O, yapması gerekeni yaptı. Bizi gördü, bu topluluğu gördü. Bize dedi kim ‘Ego bu talebinizi, teklifinizi masaya taşıyacağım’. Çıktı muhterem genel başkanların vereceği değişmeyen. Sonucu benim siyasetimi etkilemez.”

Share: