İsig Meclisi: Karı Ayında Yer Az 119, Gücük Ay Ayında Sunu Beş Altı 182 İşçi Yaşamını Yitirdi

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi’nin İş Cinayeti Raporu’na bakarak; sülale ayında en beş altı 119, küçük ay ayında ise sunu beş altı 182 işçi hayatını kaybetti. Hareket bölgesindeki işçi ve halk sağlığı sorunlarına özen çekilen raporda, bölgedeki inşaat çalışmalarına ilgilendiren “İnşaatların çabuk benzeri biçimde yapılması kaçınılmaz olarak iş cinayetlerini artırmaktadır. İnşaatlardaki bu süreçlerde başta işçilerin örgütlülüğü başlamak üzere bu alanda zaruri adımları atmalıyız” denildi. OHAL kapsamında zelzele bölgesine müteveccih emek yaşamına ilişkin çıkarılan kararnamenin eleştirildiği raporda, “Hareket bölgesindeki sakil kimyasallar, halk sağlığını gözdağı ettiği kabilinden yer sarsıntısı bölgesinde çalışan işçileri birlikte doğrudan etkilemekte ve ağırbaşlı sağlık riskleriyle yüz yüze bırakmaktadır” ifadesi kayran aldı.

İSİG Meclisi, herhangi bir ay yayınladığı iş cinayetleri raporuna ilgilendiren izah yaptı. Üyelerinin yer sarsıntısı bölgesinde ya da bulundukları şehirlerde tesanüt faaliyetlerine katılması ve toplumsal yas zımnında eş ayına ilişik gelişim cinayetleri raporunun yayınlanmadığı bildirilen açıklamada, eş ve küçük ay ayını kapsayan İş Cinayeti Raporu’nda hareket bölgesindeki iştirakçi ve ahali sağlığı sorunlarına değinileceği kaydedildi. Raporda, şu tespitlere düzlük verildi:

“HASARLI BİR METAL FABRİKASINDA PATRONUN GÖREVLENDİRMESİYLE TENCERE-SEPICI PAKETLERİNİ ÇIKARAN İŞÇİLERİN ÜZERİNE SÜTUN VE KİRİŞLER ÇÖKTÜ, BİR ARKADAŞIMIZI KAYBETTİK”

“Yer Sarsıntısı esnasında işyerinde evet da patronun talimatıyla bölgede olan (eğreti görevlendirme, seminer vb. operasyon nedeniyle) hep işçilerin ölümü hareket cinayeti (resmi terimle hareket kazası) kapsamına girer. Bu noktada İskenderun Ihtişam ve Hatay Eğitim Araştırma ile Özel Yüksekokul, Develik ve Megapark hastanelerinin veya muhtemelen bölümlerinin yıkıldığını biliyoruz. Yine yıkılan otel, aşevi, oto tamirat, belediye, umumi amal vb. işyerleri var. Buralarda şeb vardiyasında çalışırken hayatını kaybeden cümle işçiler bile yeniden bölgedeki otellerde terbiye seminerleri ve geçici görevlendirme ile kalırken hayatını kaybeden iştirakçi arkadaşlarımız birlikte aksiyon cinayetleri kapsamındadır.

Depremde birçok iştirakçi arkadaşımız hayatını kaybetti. Kalanlar yakınlarını kaybetti, evleri yıkıldı ve bu sürecin tam ruhsal yüküyle yüz yüze. Değişik yandan da geleceksizlik, güvencesizlik… Bu noktada ‘işe gelmeyen işçilerin işten çıkarılması’, ‘depremde hasar alan işyerlerinde üretime bitmeme edilmesi’, ‘mesai baskısı’ kabilinden birçok uygulama ile karşılaştık. Ayrıca Kahramanmaraş’ta hasarlı bir uyuşturucu fabrikasında patronun görevlendirmesiyle tencere-sepici paketlerini çıkaran işçilerin konusunda kolon ve kirişler çöktü, bir arkadaşımızı kaybettik ve dört arkadaşımız yaralandı.

“ÇALIŞMA DIRIMSEL İLE İLGİLİ DÜZENLEMELERİN YEMEDEN IÇMEDEN DEPREMDEN ETKİLENEN YERLER İLE DAMARI BOZUK DEĞERLENDİRİLMESİ BIRLIKTE BÜTÜNÜYLE YANLIŞTIR”

Bu noktada devlet aracılığıyla 125 Sınırlanmış KHK çıkarıldı: ‘Kısa Çalışma Ödeneği’ ve ‘Nakdi Ecir Desteği’ düzenlemeleri getirildi. Ancak bu düzenlemelerdeki miktarlar dokunulmazlık yaratan ve elverişsiz desteklerdir. Esasen pandemi dönemine analog tıpkısı şekilde işten emisyon yasağı getirildiği belirtilmesine rağmen, İş Kanunu md. 25/2’deki, (süreksizlik karışma) ahlak ve hüsnüniyet kurallarına yolsuz haller ve bire bir sebepler haram kapsamı dışında bırakıldı. Pandemi boyunca bu düzenlemenin iştirakçi aleyhine patronlar marifetiyle elbet kötüye kullanıldığını bütün alay malay yaşayıp gördük. Bozma yasağına tehalüf halinde işçinin ücretinin ve eksiksiz toplumsal haklarının işveren eliyle ödeneceği, işe iadeye ilgili sürecin nakız yasağı sonrasında başlayacağı, bu sürenin çalışılmasa birlikte kıdemden sayılacağı, ayan düzenlenmeliydi. Meğerse kâin düzenlemeye bakarak çalıştıran nakız yasağına ihtilaf yerinde yönetsel nakdî ceza ödeyerek işin içinden sıyrılacaktır. Ayrıca emek hayatı ile ilişkin düzenlemelerin hemen depremden etkilenen yerler ile vabeste değerlendirilmesi bile heyetiyle yanlıştır. Bölgeye desteğe giden herkesin ayrımsız çeşit aksiyon güvencesine alınması gerekirdi.

“HAREKET SONUCU MEYDANA MEVRUT YIKIMIN TARİFİ BULUNMAYAN”

Yer Sarsıntısı sonucu meydana gelen yıkımın tarifi bulunmayan. Ara Sıra bölgeler neredeyse haritadan silinmiş ve bir nice çekirdek ev daha çok aramızda değil. Başka yandan AFAD’ın rötarlı ve daraç taharri istirdat faaliyetleri sonucu bir nice canımızı bile enkazdan çıkaramadık. Bütün yerine birçok kişinin öldüğü, isimleri belli değil. Muhtemelen ise dahi mehabet tarafından beşer ölümlü açıklanması gerekiyor. Bu yüzden tün vardiyasında olan birçok işçinin öldüğünü bilmiyoruz. Örneğin ’11 sene geçmiş depreme dayanıklı değildir’ raporu sunulan İskenderun Azamet Hastanesi’nde şu temel kadar 10 afiyet emekçisinin kimliğini tayin edebildik. Hatay Terbiye ve Araştırma Hastanesi’nde ise 4 arkadaşımızın kimlik bilgisine ulaştık. Gene Yüksekokul, Develik, Megapark kabilinden yıkılan özel hastaneler kâin. Bu noktada Afiyet Bakanlığı’nın kimlik bilgileri ile ne hastanede kaç esenlik emekçisinin hayatını kaybettiğini açıklaması gerekiyor. Farklı yandan tün vardiyasında etkin otel, lokanta, şehremaneti, oto tamirat vb. kamu işçilere dayalı az daha hiçbir vukuf namevcut. Belirleyebildiğimiz kadarıyla eğitim faaliyetleri kapsamında Adıyaman’üstelik Arsemas Hotel’üstelik küsurat 32 kimya işçisi ve İsias Hotel’bile kalan 31 gezgin rehberini kaybettik. Gine arızi görevlendirme ile gelen farklı mesleklerden kaybettiğimiz keyif emekçileri var.

Şu anne büyüklüğünde depremde iş cinayeti kapsamında kaybettiğimiz 97 emekçiyi tespit edebildik. Önümüzdeki günlerde araştırmalarımız bitmeme edecek ama ihtişam açıklamadığı sürece kaybettiğimiz yüzlerce emekçinin kimliklerine ulaşmamız az daha imkansız.

“ÇALIŞMA SAATLERİ MEVCUT DURUMA GÖRE DÜZENLENMELİDİR. İŞÇİLER AĞIR HASARLI HİÇBİR İŞYERİNE SOKULMAMALIDIR”

Zelzele bölgesindeki aheste kimyasallar, halk sağlığını tehdit ettiği kabil deprem bölgesinde etkin işçileri birlikte doğrudan etkilemekte ve kısık afiyet riskleriyle karşı karşıya bırakmaktadır. Bu noktada gerek istihsal ve hizmet sürecinin icap umum yaşamı ve sağlığı amacıyla yapılan çalışmaların işçilerin sağlığı ve güvenliğine beis vermeyecek şekilde gerçekleştirilebilmesi üzere alanda asıl önlemlerinin alınması elzemdir.

İşçilere, seçme işe akla yatkın ferdî havari tesisat yeteri miktarda ve tüm temin edilmelidir. İşçilerin fiziksel sağlığının korunması ve işin mübarek ilerleyebilmesi üzere işçilere tahaffuz, ısınma ve kemirmek imkanlarına ulaşabilecekleri tıpkı müstevi sağlanmalıdır. Bulaşan hastalıklardan ve ayrıksı maruziyetlerin etken olabileceği hastalıklardan sığınmak üzere işçilere hıfzıssıhha malzemeleri ile duş, tuvalet, halk yıkama alanlarının olduğu hijyen ortamları oluşturulmalı ve akur ve tetanoz aşılarının yapılması sağlanmalıdır. Faaliyet saatleri bulunan duruma göre düzenlenmelidir. İşçiler ciddi hasarlı tek işyerine sokulmamalıdır. Verilen maddesel desteklerin miktarı yükseltilmelidir. İşten atmalar yasaklanmalı (Harf-29 sürecine mahal vermeyen bire bir şekilde) ve yasağa hilaf debi fail patronlara henüz ciddi cezalar verilmelidir.

“İNŞAATLARIN HIZLI BİR BİÇİMDE YAPILMASI KAÇINILMAZ YERINE İŞ CİNAYETLERİNİ ARTIRMAKTADIR”

İşçilerin fiziksel durumlarının birlikte ruhiyat durumları dahi aynı o büyüklüğünde ciddiye alınmalıdır. Hareket bölgesinden intihar haberleri almaktayız ve bu önümüzdeki çevrim artabilir. Bu noktada ruh bilimsel bindi süreçleri geliştirilmelidir. Fakat ülkü hoppadak psikolojik destek ile çözülemez. Pekâlâ ve katiyen toplumsal dayanışmayı güçlendirmeliyiz. Gine işçilerin ve ailelerinin yas süreçlerine utanmak gösterilmelidir.

Bölgede vahim aynı düz yazı faaliyetine başlanmaktadır. İnşaatların hızlı bire bir biçimde yapılması kaçınılmaz olarak gelişim cinayetlerini artırmaktadır. İnşaatlardaki bu süreçlerde başta işçilerin örgütlülüğü oluşmak için bu alanda gerekli adımları atmalıyız. Yeniden düz yazı sürecinde kentsel hayat, gıda hakkı, ekolojik dara, tarımsal istihsal, barhana süreçleri kabilinden bir nice himmet alanı bizi beklemektedir.”

“OCAK’TA SUNMA BIRKAÇ 119, ŞUBAT’TA BILDIRME BIR IKI 182 İŞ CİNAYETİ”

İSİG Meclisi’nin yayınladığı raporda saha verilen tabloya göre; sülale ayında sunma beş altı 119, küçük ay ayında 182 işçinin yaşamanı yitirdi. söz konusu tabloda, aile ayında İstanbul’birlikte 26, Konya’dahi 6, Mardin’birlikte 6, Tekirdağ’birlikte 6, Aydın’dahi 5, Kayseri’de 5 işçi hayatını kaybetti. İş cinayetlerinin yüzde 32’si gidiş geliş servisi kazası, yüzde 19’u ezilme göçük, yüzde 19’su ise düşme sonucu gerçekleşti.

Şubat ayında ise; Adıyaman’üstelik 63, Hatay’birlikte 21, Kahramanmaraş’ta 14, İstanbul’da 7, Kocaeli’nde 7, Adana’de 4 iştirakçi hayatını kaybetti. İşçi cinayetlerinin yüzde 53’ü deprem nedeniyle, yüzdelik 10’u gidiş geliş servis kazası, yüzde 9’u ise ezilme bozgun dolayısıyla yaşandı.

Share: