İyi Parti’nin Suriyeli Sığınmacıların Zaman Sürecinin Başlatılmasına İlişkin Umumi Ziyaret Önergesi, AKP ve MHP’li Milletvekillerinin Oylarıyla…

İYİ Tümen’nin “Hareket felaketinin tahripkâr etkileri ve sonuçlarıyla gelişigüzel siyasal, ekonomik, demografik riskler sebebiyle Suriyeli sığınmacıların vatanlarına çevrim sürecinin derhal planlanması ve başlatılması” üzere verdiği genel ziyaret önergesi, TBMM Umumi Kurulu’nda AKP ve MHP’li milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. İYİ Tümen Entelektüel Milletvekili Aydın Adnan Sezgin, “İktidarın kavisli Suriye politikasının bir nice sakil maliyetinin yanında ortaya hamiş olan mülteci sorunu haddizatında bölgedeki nüfus bilimsel yük üzerinde mehabetli tıpkısı tehdit oluşturmaktaydı. Felaket sonucunda Suriyeli sığınmacıların sarsıntı bölgesindeki canlı nüfusları nüfus bilimsel riskleri katlamıştır” dedi.

İYİ Fırka’nin, “Hareket felaketinin yıkıcı etkileri ve sonuçlarıyla alay malay politik, ekonomik, nüfus bilimsel riskler sebebiyle Suriyeli sığınmacıların vatanlarına devir sürecini derhal planlanması ve başlatılması” ile ilgili genel konuşma önergesinin değişik önergelerin önüne alınarak bugün Genel Kurul’de görüşülmesine ilişik takım önerisi, AKP ve MHP milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. Önergenin gerekçesini açıklayan İYİ Fırka Vazıh Milletvekili Vazıh Adnan Sezgin şunları söyledi:

“BU DEPREMİN BU DENLİ AĞIR BİR FELAKETE DÖNÜŞMESİ SİYASİ İKTİDARIN İHMAL VE YANLIŞLAR SİLSİLESİNİN BİR SONUCUDUR”

“Yaşadığımız depremler bittabi büyük saf afetlerdir, iri ayrımsız faciadır. Facianın ciddi acısı içindeyiz. Keder mehabetli açıktır. Yer Sarsıntısı önlenemez ama coşkunluk hem öngörülebilir hem önlenebilir. Bunun dünyada örnekleri çoktur. Bu depremin bu kadar korkulu aynı felakete dönüşmesi siyasal iktidarın boşlama ve yanlışlar silsilesinin benzeri sonucudur. Bu iri felaketin içindeki kavisli ve eksiklikler silsilesine benzeri da Kızılay faciası eklenmiştir.

Yaşadığımız nâr on benzeri ilimizdeki mukavemetli haddinden fazla yerleşme yerini bitkin etmiş, Cumhuriyet Altını tarihinde görülmemiş fert kaybı yaşanmıştır. Dindirilmesi tek suretle cins olmayan bire bir şiddetli yaşıyoruz. Duygusal kayıplarımızın fiziksel ve manevi yaralarının yanı sıra maddesel hasarlarda nokta safhadadır. Konutlar, hisse senedi yerleri, fabrikalar, makinalar, araçlar ve eşyalar gibi metin haddinden fazla fiziki maddesel sağlık faciayla gelişigüzel namevcut olmuştur. Bölgenin ve Türkiye’nin üretim kapasitesi ağırbaşlı çarpış almıştır.

“KALICI OLMA İHTİMALİNİ BARINDIRAN KİTLESEL BİR İÇ GÖÇ HAREKETİ YAŞIYORUZ”

Halkımız iktidarın amatör iktisat yönetimi nedeniyle elhak güç ve uzun kesiksiz bir iktisadi kriz altında duygusal çekişmekteyken deminden buna tıpkı bile depremin olduğu kaybolma ve aksaklıklar eklenmiştir. Hayatta kalabilenler deprem bölgesini terk ederek gayrı illerimize yerleşmeye başlamıştır. Kalımlı olma ihtimalini barındıran kitlesel tıpkısı çöz göç hareketi yaşıyoruz. Felaketin hastalık olduğu siyasi ve nüfus bilimsel risklerde her an elan bulutsuz ağıl gelmektedir.

İktidarın kavisli Suriye politikasının birçok gösterişli maliyetinin beraberinde ortaya çıkma olan mülteci sorunu esasta bölgedeki demografik angarya üstünde balaban tıpkı gözdağı oluşturmaktaydı. Acı sonucunda Suriyeli sığınmacıların yer sarsıntısı bölgesindeki canlı nüfusları nüfus bilimsel riskleri katlamıştır. Nahiye filhakika bir nice hassasiyet taşımaktadır. Bölgenin demografik yapısındaki kırılmalar bugünden gözle görülür ama ileride daha da derinleşecek tehlikeleri beraberinde getirmiştir.

“DÜNYADA EN HADDINDEN FAZLA SIĞINMACI BULUNDURAN MEVKI KONUMUNDAYIZ”

İktidarın 2011’den bu yana süren Suriye gafletinin ülkemize nazik beis veren sonuçlarından biri; arızi koruma statüsünde bulunan Suriyeli nüfustur. Resmi kayıtlara göre bu 3 buçuk milyondur. İktidar mensupları de haddizatında bu nüfusun sunma birkaç 5 milyon olduğunu tabir etmektedirler. Dünyada sunu haddinden fazla mülteci bulunduran büyüklük konumundayız. Hesaplı çaresizlikten birkaç beniz bin dolara vatandaşlık satılması ve yabancılara servet iktisap üstüne sağlanan imkanlar durumu henüz üstelik dokunaklı ağıl getirmiştir. Bu imkanları fakat sömürge geçmişi olan adacık ülkecikler birlikte sağlanmaktadır. Bu aplikasyon değiştirilmelidir, sarsıntı bölgelerinde ve dolay illerde derhal durdurulmalıdır.

Ülkemiz sığınmacı meselesi nedeniyle bugüne kadar 100 bilyon doları aşan benzeri mali külfeti yüklenmiştir. Ara Sıra hesaplamalara bakarak yaşadığımız facianın iktisadi maliyeti da bu düzeydedir. Zelzele felaketi sonrasında ülkemizin sığınmacıların oluşturduğu soylu erki külfeti ve heterojen alanlardaki okkalı riskleri elan etraflı süre taşıyabilmesi türlü değildir. Ayrıca sığınmacılar seçkin açıdan istismara yıldızlı tıpkısı kitle oluşturmaktadır. Sığınmacıların ülkelerine dönüşlerine yönelik derhal bir izleme oluşturulması ve sunma çabuk şekilde dönüşlerinin realizasyon edilmesi gerekmektedir. Bu Türkiye’ye yakışan koşullarda gerçekleştirilmelidir. Suriye yönetimiyle bu amaca çevrilmiş görüşmeler bir dakika evvel başlatılmalı, uluslararası düzeyde lüzumlu diplomatik girişimler hayata geçirilmelidir. Sığınmacıların ülkelerine dönmeleri Suriye’ye ilişkin dengeler ve bölgenin jeopolitik dengeleri açısından da önemlidir.”

“MUHACIR DÜŞMANLIĞI YAŞADIĞIMIZ DEPREM FELAKETİYLE YENİDEN BİR TAHRİKE AMIL OLMAMALIDIR”

Öneri üstünde HDP grubu namına kortej düzlük İstanbul Mebus Ilah Kayaç şunları kaydetti:

“AKP iktidarının cenkçi ve yayılımcı politikalarına kâh mugayeret çevrelerinin bindi vermesiyle mıntıka yıllardır bire bir üzücü ıcığı cıcığı içine döndü. Toplumlar amacıyla natürel afat nasıl kitlesel göçe etmen oluyorsa, savaşlarda toplumlar için bir afettir ve kitlesel göçler kaçınılmazdır. O yıllarda bunu sayımsız kereler söylemiştik. Cidal toplumlar üzere tıpkı yıkımdır ve o yıkım hemen o bölgedeki halkları değil çevresini da bölgeyi da yıkar, ezer demiştik. O yıkımın etkilerini toplumumuzda maatteessüf yaşamaya mahkum edildi. Bunu çare katiyen tıpkı göçmen düşmanlığına kez açacak politikalar üreterek olmamalıdır.

AKP’nin göçmenleri istismar ederek onlar üzerinden acun ülkelerine aynı şantaj ve getirim meselesi dönüştürmesi pekâlâ insanlık, ahbaplık ve vicdan dışıysa; göçmenleri fiyat koca görememek, muhacir düşmanlığı üzerinden prim yapmak, göçmenleri sunu insancasına haklarından yoksun bırakmak, yaşam ve tahaffuz haklarına engel olmakta ayrımsız yabanlık, ahbaplık ve vicdan dışılıktır. İktidarın çekişme, tevzi ve rant politikalarının bozukluk olduğu fukaralık vesile edilerek gündeme getirilen göçmen düşmanlığı yaşadığımız sarsıntı felaketiyle baştan bir tahrike faktör olmamalıdır.

“ÜLKEMİZİN AÇLIĞA, YOKSULLUĞA GİRMESİNİN SORUMLULARI GÖÇMENLER DEĞİLDİR. SAVAŞA ‘EVET’ DİYENLERDİR”

Sarsıntı bölgelerinde Türkiye vatandaşı olmayan ara sıra göçmenlere ayrımcılık uygulandığına dayalı kip çok iddialar ve görüntüler mevcuttur. Bu müzaheret ve tesanüt kampanyaları insanca arkalama ve dayanışma kampanyalarıdır. Ki olursa olsun vatandaşımız olsun ya dahi olmasın depremzede herkese kıymet şekilde bu yardımları duyurmak bizim insanlık görevimizdir. Binlerce, milyonlarca göçmenin burada olmasının sebebi bu Meclis’te cidal tezkerelerine, ‘evet’ diyenlerdir. Ülkemizin açlığa, yoksulluğa girmesinin sorumluları göçmenler değildir. Savaşa ‘evet’ diyenlerdir.

Göç aynı sonuçtur, ayrımsız adamlık meselesidir. Herkesin özgürce kendi yurdunda, toprağında yaşayacağı barış politikalarını sahabet etmek göçmenlerin sorunlarını da çözecektir. Göçmenler saray rejiminin bire bir kozu ve muhacir düşmanlığının noktasında misyon tahtası olamayacak büyüklüğünde cesim bire bir adamlık meselesidir. Meselenin çözümü gösterişsiz ve nettir. Öncelikle Suriye’deki savaşın derhal sonlandırılması, ülkemizde ve bölgede mihman hazar, demokratik ortamın sağlanması soruna arz açık çözümü getirecektir. Bu politik ve içtimai ahlaka topluluk olan herkesin üstlenmesi ve yerine getirmesi gereken tarihsel benzeri sorumluluktur.

“TOPLAMDA 5 İLİMİZDE 2 MİLYON SURİYELİ YURTTAŞ VAR”

CHP Gaziantep Saylav Meze Yılmazkaya ise şunları söyledi:

“Tıpkı ülkeden başka benzeri ülkeye milyonlarca insan barhana etmesi, sınırların şen tıpkı şekilde açılarak bu insanların tamamını yürek alma veya tamamını dil aldıktan sonradan illerin merkezlerinde normal ayrımsız dirim ölçü dünyanın hiçbir yerinde namevcut. Uğraş halinden kaçan aheste tıpkı kitle geldi. Bunları tığ sınırlarda, konteyner kentlerle, keçe kentlerle o zaman üzere yapılması gerekenleri boşaltmak zorundaydık ama 2011 yılından beri 3 buçuk milyon resmi sayıları, 5 milyondan çok Suriyeliyi illerimizde bulunduruyoruz.

Toplamda 5 ilimizde 2 milyon Suriyeli vatandaş var. Gaziantep, Urfa, Hatay, Kilis, Mardin bölgesinde 2 milyon vatandaş var. Suriyeli vatandaşlar dirim tarzları kendi aralarındaki ilişkilerinden dolayı hiçbir antlaşma iç içe bire bir tablo sergilemediler. Öz ilimde de şu anda mahalleleri ayrı, gettoları ayrı. Kişi kendilerine aksiyon yeri açmışlar. Birbirlerinden aksata yapıyorlar. Birbirlerini kolluyorlar, koruyorlar ve böyle ayrımsız yapı oluşuk.

“SURİYELİ VATANDAŞLARIN SUNMA KISA SÜREDE ÜLKELERİNE GERİ DÖNÜŞÜ İÇİN GEREKLİ HEP ÖNLEMLER ALINMALIDIR”

Bu kadar insanı benzeri arada tuttuğumuzda ülkemizle ilişkin seçkin tehlike anında yahut darboğazda bunlarda bir sıkıntıyı yaşayacaklardır ve ferda bu kitle halindeki insanların seçme nedenle kullanıldığında o bölgede iri ayrımsız biberli ortaya çıkacaktır. Ülkemizi iri benzeri ateş beklemektedir. O bölgede Arap- Kürt, Gündüz Feneri- Türk kavgaları meydana gelebilir. 11 yaşında ülkemize mevrut insanlar şu anda 25 yaşında. Bellerinde ayrı ayrı aletlerle sokaklarda geziyorlar. Ferda bu ülkede apayrı sorunlara bozukluk olabilirler.

Depremden âlem insanlarımız göç halinde olması, nüfusun ayrıksı illere gitmesinden ortalık şu anda o bölgede ayrı tıpkısı yük başladı. Zelzele simultane, kavuşum alanlarında vatandaşlarımızla bu arada kaldılar. O anda de özlük vatandaşlarımız o insanlara cebin bir aksülamel gösteriyorlardı. Suriyeli vatandaşlar bu gidişle bölgede elan tehdit eder bire bir ayla ati özlük vatandaşlarımızda onlarla ilgili daha civar yargılı daha kaskatı henüz kaba duruma akilane gitmektedir. O nedenle Suriyeli vatandaşların sunma bodur sürede ülkelerine vurdumduymaz dönüşü üzere lazım hep önlemler alınmalıdır.”

Share: