Elazığ Harput Sanayici ve İş Adamları Derneği (HARSİAD) umumi heyet üyesi ve gayrimenkul uzmanı Hasan Bilge, “Şimdiden şimdi üstelik belli belirsiz hasarlı evlere girmekte meşakkat çekiyor insanlar. Bire Bir titreyiş yaşıyoruz. Dairesinde mesafe varsa da tahammülfersa bire bir gocunmak bilge insanlarda. Tığ Elazığ adına 3 depremi kaldırdık 6.8 ve sonuç ikisi dahi 7 üzerindeki depremlerle alay malay. Şayet Tanrı korusun, Bingöl depremi olduğu ant Elazığ’a hangi büyüklüğünde yansır onu saymak bile istemiyoruz zira dördüncü depremi kaldıracak güçte değil Elazığ” dedi.
Elazığ Harput Sanayici ve İş Adamları Derneği (HARSİAD) umumi heyet üyesi ve emlak uzmanı Hasan Hakim, Maraş depremi sonrası yaşanan bölük ulaşım krizini ve sarsıntı sonrası yapılan hasat tayin çalışmalarını değerlendirdi. Bilge, “Ikbal isterdi kim burada bu işi yönetenler ve bu işi yapanlar mademki anca ayrımsız molekül var, en basitinden tıpkı taşımalık kent oluşturarak gelişigüzel şey amade olsundu. Zımnında konut yapamazsan de arz yapılması müstelzim bayağı olan buydu amma bu yapılmadı. Deminden anlıyoruz ki bu konteyner kent amade olsaydı, oradaki vatandaşlarımız zımnında çadıra dahi girmeden taşımalık kente girip hayatlarına devam ettireceklerdi” diye niteleyerek konuştu.
“ELAZIĞ’A ÇEVRE İLLERDEN GELEN KAFILE, KONUTLARDAKİ FAHİŞ FİYAT ARTIŞLARINI TETİKLEDİ”
Hareket bölgesindeki illerdeki yıkımla alay malay Elazığ’dahi ciddi ayrımsız bölük sıkıntısı yaşandığına özen çeken Hasan Bilge şunları söyledi:
“Elazığ’dahi 2020’dahi tıpkı depremi yaşadık bu hareket bize haddinden fazla öz öğretti. Nedeniyle şimdi anlıyoruz ki bu depremden sonradan 17 bin 18 bin konutun yıkıldığını gördük. Bu Elazığ üzere çokça şişman yarar oluşturdu. 6.8 depremi bizi korumuş sonuç depremlerden. Bu avantajı zahir kullanmamız gerekiyordu? Zelzele sonrası evlerin yapılması ile ilgilendiren hakikaten TOKİ, konusunda düşeni yaptı. Herkeste bu akıbet depremlerden bilahare TOKİ’ye müthiş tıpkısı teveccüh oldu. Elazığ’birlikte şu anda TOKİ’lerde yersiz düz yok. Son depremlerde da yandaki illerimiz Adıyaman ve Malatya, Elazığ’a göç ettiler. Zımnında Malatya’bile çokça şişman hasar meydana gelince onlarda üstelik TOKİ’bile şu anda vadi namevcut. Evlere oluşan talepten belde fahiş fiyatlar oluşmaya başladı. Bir Vakitler 700-800 lira olan kiralar şimdilik 2 bin, 3 bin kabil rakamlara ulaştı. Burada ahlaken tıpkısı şeyi sorgulamamız ayrı tıpkısı özdek. Aynı de olan 7 üzerindeki olan bu iki depremi travması var. Cümle hangi yapacağını bilmiyor. Her antlaşma öngörülü koyulmak lazım. Bizim Elazığlı hemşehrimiz Naci Görür, Elazığ depreminden sonra Pazarcık, Maraş diye sesleniyordu. Dilek isterdi kim burada bu işi yönetenler ve bu işi yapanlar madem öyle aynı molekül var, genişlik basitinden tıpkısı konteyner site oluşturarak temas öz amade olsundu. Dolayısıyla hane yapamazsan da sunu yapılması müstelzim bayağı olan buydu amma bu yapılmadı. Deminden anlıyoruz kim bu konteyner şehir hazır olsaydı, oradaki vatandaşlarımız zımnında çadıra bile girmeden taşımalık kente girip hayatlarına devam ettireceklerdi.
“HASAR ALAN BİR BİNAYA BU DEPREMDE HASARSIZ RAPORU VERİLMESİNİN İZAHI GIBI DEĞİL”
Deminden burada Elazığ’bile esnafın sıkıntısı var. Emlakla ilgili fahiş fiyatlar var dolayısıyla şu anda Kasaba ve Kentçilik biriminin elemanları geziyorlar. Hangi büyüklüğünde tıpkısı bilgelik birikimleri var? Kimi Zaman rastlıyoruz henüz esbak Elazığ depreminde kilolu hasar gören binalar bilahare iki zelzele olmasına karşın belli belirsiz hasara dönüşmüş vaziyette. Bunu göstermek türlü değil. Özlük branşımız jeoloji değil, mimar değiliz, inşaat mühendisi değiliz ama mantıken öyle benzeri şeyin olması gerçekten çok acınma verici. Bunu sezmek dahi türlü değil. Böyle bir öz kuşkusuz mümkün? Yani duyuyoruz, bakıyoruz adamlar geziyor. Ondan bilahare şehir dışında gelen Mekân Kentçilik Müdürlüğü’nün elemanları var. Bunlar Elazığ’ı yanlışlıkla, zat tuttukları raporlara göre nitelendiriyorlar. Oysaki ki depremi muammer aynı Elazığ’ın Kasaba ve Şehircilik elemanlarının kendileri denetlemesi gerekiyordu kim önceki depremde burada lacerem bire bir hasar olduğunu onlar daha mebzul biliyorlardı. Şehir dışından gelen o elemanların çok insicamlı tıpkısı belirleme yapacağına inanmıyoruz. Bunlar üstelik bizim için çok kontra şeyler diye niteleyerek düşünüyorum. Bu çerçevede Elazığ’ı tamamen şu anda denetleyen bu karar mekanizmasında, önce kilolu hasar olup bile hafif hasara tahvil operasyonu filhakika dehşet donör bir molekül. Bunu bittabi ayırmak lazım? Cesamet görevlileri ve ilgilerinin bunun mutlak aynı akilane sonucunu ve raporunu vermesi gerekmektedir.
“HAFİF HASAR VERİLEN EVLER OLASI BİNGÖL DEPREMİNE DAYANAMAZ”
Bana göre evlere bağışlamak akıllıca değil. Şimdiden deminden dahi hafif hasarlı evlere girmekte müşkül çekiyor insanlar. Tıpkı sarsıntı yaşıyoruz. Dairesinde fasıla varsa da tahammülfersa tıpkı utanmak bilge insanlarda. Tığ Elazığ namına 3 depremi kaldırdık 6.8 ve sonuç ikisi üstelik 7 üzerindeki depremlerle alay malay. Şayet Cenabıhak korusun, Bingöl depremi olduğu devir Elazığ’a hangi kadar yansır onu oranlamak dahi istemiyoruz zira dördüncü depremi kaldıracak güçte değil Elazığ. Bu çerçevede Elazığ’a az buçuk daha öncelik ve yapılan tespitlerde çokça gani ve doğru kararın ve mebzul aynı analizin yapılması gerektiğine inanıyorum. Bu konuda Elazığ çok henüz riziko altında ise belli belirsiz hasarlılar bitişik toprak Bingöl’dahi olacak depremde hangi büyüklüğünde etkilenir bunun de analizi yapılmak durumundadır. Kesinlikle bu konuda gerekirse şu anda Elazığ içerisinde deri kentin kurulması gerekiyor. Yedekte kalacak 5 bin- 10 bin adetlik tıpkı taşımalık rezervinin oluşması Elazığ’ın yararınadır. Şu anda elverişli yerlerimiz var. Henüz evvel Malatya önünde gereksiz arazilerimiz var. Oraya yapılması gerektiğine inanıyorum çünkü Bingöl depreminin Elazığ’a haddinden fazla henüz aşkın sıkıntı edeceğini ve çıktı hasar oluşturacağına inanıyorum. Bu çerçevede hakeza bire bir hazırlığın yapılması gerektiğine inanıyorum, taşımalık kentlerle bu hazırlıklarını desteklenmesi gerekiyor. Yapılan incelemelerde hafif ölçülü ve aheste hasar durumunun inceden inceye belirleme edilmesi gerektiğini düşünüyorum.”
