KLAZOMENAİ’NİN 2 BİN 500 YILLIK GÜN DOĞUSU KAPISI BULUNDU

İZMİR’in Urla ilçesindeki Klazomenai Antika Kenti’nde bu yılki kazılarda, gün doğusu yönünden methal yapılan ‘kent kapısı’ bulundu. Hafriyat Başkanı Prof. Dr. Yaşar Ersoy, Yoğun bir koridorla Smyrna ve doğu yönünden gelenlerin kente girişini sağlayıcı bu başlık, milattan ilk 6’ncı yüzyılın evvel yarısına ilgilendiren ve günümüzden yaklaşık 2 bin 500 sene öncesinde nesir edilmiş ayrımsız sistemin parçası. Kapı, kentin tarihî topoğrafyası üzere berenarı şanlı tıpkısı evolüsyon oldu dedi.

12 İon site devletinden biri olan Klazomenai, Urla- Çeşme yarımadasının yıldız kıyısında, İzmir Körfezi’nin ortasında meydan alıyor. Yaşar Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nden Prof. Dr. Yaşar Ersoy’un kazı başkanlığını yürüttüğü antika kentte çalışmalar, 1981 yılından beri sürüyor. Antika kentteki kazılar, Hars ve Turizm Bakanlığı, İzmir Büyükşehir Belediyesi, Türk Gün Kurumu ve Karsan Karadeniz Kimya Sanayi A.Ş.’nin destekleriyle yürütülüyor. Antik kentte, durumunda ayağa kaldırma çalışmalarıyla restore edilip ziyaretçilere verilen zeytinyağı işliği ise dikkat çekiyor. Iye Bölgesi’nde, tarihî proses içerisinde günümüze vasıl ve seri üretimin varlığını gösteren yeryüzü erken işliklerden biri olan Klazomenai zeytinyağı işliği, milattan ilk 6’ncı yüzyıla tarihleniyor. Antika kentteki bu yılki kazılarda ise maşrık yönünde şehir kapısı bulundu.

‘DAHA İLERİ İNCELEMELERİ VE DEĞERLENDİRMELERİ EKİBİMİZ ÜSTLENDİ’

Kazı başkanı Prof. Dr. Yaşar Ersoy, antik kentin tarihî topoğrafyası, defans sistemleri ve şehir kapılarının konumları ve tarihlendirmeleri üzerine bilgi vererek, 12 İon kenti arasında olan Klazomenai, Urla’nın İskele Mahallesi’nde saha alıyor. Bugüne kadarki yapılan kazılarda, hele milattan önce 6’ncı yüzyıla dayanan kentle ilişik balaban bilgiler elde ettik. Bu yılki çalışmalarda ise koca tıpkısı kazanımımız oldu. Kenti doğudan muhasır, uğur duvarına ilgilendiren olan ve kente girişi sağlayıcı başlık düzeneği belirleme edildi. Bura 3’üncü evre ‘arkeolojik sit alanı’ namına tescili mevcut benzeri taşınmazda yer alıyor. İzmir Kazı Bilimi Müzesi uzmanlarının yürüttükleri kazılar sonucunda belirlenen bu cümle üstünde, elde edilen mimarlık verilerin çeşitliliğinden etraf, elan istikbal incelemeleri ve değerlendirmeleri ekibimiz üstlendi ifadelerini kullandı.

‘2 BİN 500 SENE ÖNCESİNDE İNŞA EDİLMİŞ BİR SİSTEMİN PARÇASI’

Kapının bulunmasının önemini vurgulayan Prof. Dr. Ersoy, Yoğun benzeri koridorla Smyrna ve şarki yönünden gelenlerin kente girişini sağlayan bu kapı, milattan geçmiş 6’ncı yüzyılın önce yarısına ilgilendiren ve günümüzden yaklaşık 2 bin 500 sene öncesinde düz yazı edilmiş aynı sistemin parçası. Koridorun uzunluğu 10 metre. Kapıya ulaşan dip koridorun ise genişliği 3 metre 80 santimetre olup batıya doğru de hafif tıpkısı rampa şeklinde yükseliyor. Koyu benzeri koridorla kente giriliyor. Önceki kazı sezonlarında, zeytinyağı işliğinin bir lahzada birlikte, kenti batıdan kuşatan talih duvarının üstünde tespit edilen kapıya az çok mail ve bu kat birlikte şarki yöndeki karşılığının belirleme edilmiş olması antika kentin sınırlarını, surlarla kuşatılan alanın boyutlarını fehmetmek ve mukayeseli analizler boşaltmak açısından çokça kocaman benzeri evolüsyon dedi.

‘DOLGUNUN ÇÖKEREK YAKIN ÇEVRESİNE BEIS VERMESİ MÜMKÜN’

Sonraki süreç hakkında birlikte bilgiler veren Prof. Dr. Ersoy, Bura 3’üncü derece kazı bilimsel sit alanı adına tescili bulunan aynı kesim. Tığ bu mimarlık izlerin bilcümle belgelemelerini yapıyoruz. Öte yandan, alan konumu bakımından bile ağırbaşlı riskler barındırıyor. Antika ahit mimarisinin üzerini kapatan takı alüvyal dolgunun zaman içerisinde çökerek yakın çevresine zarar vermesi çokça cins. O yüzden umum bu belgelemelerin ardından alanın maalesef yine doldurulması ve İzmir 1 Numaralı Nahiye Kurulu’nun alacağı kararın beklenilmesi gerekiyor diyerek konuştu.



Share: