UNESCO’nun listesindeki 5 bin yıllık surlara dayalı kullanılmamış bulgular dönme yüzüne artık

UNESCO’nun listesindeki 5 bin almanak surlara dair bakir bulgular gün yüzüne imdi

Diyarbakır’daki kazılar akıbet veriyor, surlara dayalı bilgiler şaşırtıyor

Hafriyat Başkanı Prof. Dr. İrfan Talih:

“Bize bilcümle şu anlatılırdı. Diyarbakır surlarının taşları Karacadağ’dan getirildiği ve kullanıldığı. Hem kazılarda çıkan veriler, hem çevrede açık gözle gördüğümüz verilerden Diyarbakır surlarının taşlarının tamamıyla surların nesir edildiği alanlardan kesilerek, kayalıklardan elde edilerek yapıldığı anlaşılıyor”

“Tığ, hemen bugünkü yöre görülerimizden yola çıkarak kalkan balığına benzetiyoruz. Surların kalkan balığı şeklinde anlatım edilmesi tamamen aynı efsanedir. Hakeza bire bir madde yoktur”

DİYARBAKIR – Diyarbakır’ın 5 bin almanak surlarının sırrı araştırıldıkça yıpranmamış gelişmeler ortaya çıkıyor. Amida Höyük’te Dicle Üniversitesi Nutuk ve Dizayn Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İrfan Talih başkanlığında ölçülü kazılarda surların konusunda düz yazı edildiği kayalık zemine ulaşıldı. Prof. Dr. Kader, ulaştıkları bilgilere göre surlarda geçer not taşların inşa edildiği alanlardan elde edildiğini ve surların koruyucu balığı şeklinde ifade edilmesinin daima ayrımsız efsane olduğunu söyledi.

Hurri-Mitanniler, Urartular, Asurlular, Medler, Persler, Nazik Tigran Krallığı, Romalılar, Sasaniler, Bizanslılar, Emeviler, Abbasiler, Mervaniler, Selçuklular, Artuklular, Eyyubiler, Akkoyunlular, Safeviler ve Osmanlıların da aralarında yer aldığı birçok medeniyete karı sahipliği özne Diyarbakır’ın kalıp Talih ilçesindeki Amida Höyük’te kazı çalışmaları, Dicle Üniversitesi Laf ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İrfan Şans başkanlığında sürdürülüyor. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde saha düz 5 bin almanak Diyarbakır surlarının elbet tıpkısı mühendislikle nesir edildiğini ortaya çıkartmak amacıyla yapılan çalışmalarda, uzunluğu 5 bin 200 metre, yüksekliği 8 ila 22 metre ortada olan ve kalınlığı 5 metreye büyüklüğünde varan surların birkaç noktasına etüt çukuru açıldı. Hafriyat ekibi, surların kayalık zemine mensur edildiğini belirledi.

“-3.30 santimetreye kadar indik ve kayalık zemine ulaştık”

Serencam iki yıldır Artuklu Sarayı’nın kazısı yanında değişik müştemilatları olan yerlerde de, Kral Yolu’nda, saraya çıkan yolda, uğur dibinde sabık yıl kazı yaptıklarını anlatan Prof. Dr. İrfan Kader, bu yıl da Saraka Meydanı’nda aynı taharri çalışması yaptıklarını ifade etti. “Yaptığımız hafriyat çalışmalarında çokça enteresan verilerle karşılaşıyoruz” diyen Prof. Dr. Şans, “Aslında eski ezberler değişmeye başlıyor. Güzeşte yıl mahsus bölgelerde 2 metre 80 santime büyüklüğünde talih dibinde toprakları almıştık. Surun zeminine, surun ana seviyesine muhtemelen yerlerde ulaşmaya çalışmıştık. Bu sene dahi Meze Meydanı adına adlandırdığımız alanda yaptığımız sondaj çalışmalarında eksiklik 3.30 santimetreye büyüklüğünde indik ve kayalık zemine ulaştık. Kayalık zemine ulaşana kadar üstelik değişik verilerle karşılaştık. Anladık kim aslında Diyarbakır surlarının temelleri doğrudan kayalık zemine oturtulmuş” dedi.

“Kayalıkların gerçekte birer antik taş ocağı olduğunu görüyoruz”

Surları nesir edenlerin, kayalık zemine ulaşılana kadar surun temellerini kazmaya bitmeme ettiğini belirten Prof. Dr. Baht, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Surların temelleri kestirmece 2 ile 2,5 metre beyninde değişiyor. Ilginç olan bilgilerden biri dahi o kayalık zeminde surun oturduğu düz dışında mütezayit alanlarda birlikte surlarda çekmek amacıyla taş kesiminin yapıldığı netleşmiş oldu. Lüzum İçkale’bile Hz. Süleyman Camii’nin bulunduğu alanın karşısındaki kayalıklara, Fiskaya’daki kayalıklara, Ego-u Sen’deki kayalıklara baktığımız zaman bu kayalıkların haddizatında birer antik taş ocağı olduğunu görüyoruz.”

“Bize hep şu anlatılırdı. Diyarbakır surlarında mergup taşların Karacadağ’dan getirildiği ve kullanıldığı” sözlerine değinen Baht, “Tığ üstelik hep şunu düşünürdük. O günkü şartlarda bu büyüklüğünde taş elbette oradan buraya getirildi. Ayrımsız zamanda haddinden fazla masraflıydı. Hem kazılarda çıkan verilerden, hem de yakınlarda açık gözle gördüğümüz verilerden Diyarbakır surlarında makbul bazalt taşların tamamıyla surların düz yazı edildiği alanlardan kesilerek, kayalıklardan elde edilerek yapıldığı anlaşılıyor” şeklinde konuştu.

Son zamanlarda Diyarbakır surlarıyla ilişik efsanelerin artmaya başladığını kaydeden Felek, “Bunlar dahi bilgelik kirliliğine kere açıyor. Tarihçilerin bu konuda efsanelere dayanarak yanlış bilgiler vermesi çokça ızdırap bire bir şeydir. Kazılarda da çıkan verilerden kesin ayrımsız şekilde anlaşılıyor kim, Diyarbakır surları kayalık dayanç takip edilerek inşa edilmiştir. Fiziki koşullar, savunma ayn uğrunda bulundurularak surlar mensur edilmiş ve bu plan ortaya çıkmıştır. Biz, sadece bugünkü yöre görülerimizden yola çıkarak kalkan balığına benzetiyoruz. Surların koruyucu balığı şeklinde anlatım edilmesi tamamen tıpkı tahmindir, bir efsanedir. Siktirici böyle benzeri molekül yoktur” dedi.

Sondaj çukuru, muktezi çalışmaların önceki etapta tamamlanmasıyla kapatıldı.

Share: